Karahisârî, Yâkût vâdisinde üstünlük sağlayarak kendi üslûbunu ortaya koydu. Kânûnî devrinde Şemsü'l-hat (hat güneşi) diye şöhret buldu. Bilhassa müsennâ, sülüs ve celî-sülüs yazılarda ulaştığı kompozisyon güzelliği, bütün hattatlar tarafından kabul edilmiştir. Dâimâ yeni terkipler arayan bir rûha sâhip olan Karahisârî, altınla yazdığı harflerin etrâfını siyah mürekkeple, çok ince, hassas bir şekilde tahrirlemiştir. Kâhire Menyel Sarayı Hat Müzesi'nde bir kıt'ada çok ince siyah mürekkeple çizilmiş nesta'lik yazısı vardır. Bu örnek, onun nesta'lik yazıyla da alakalandığını ve bildiğini gösteriyor.
Karahisârînin Kânûnî Sultan süleyman için yazdığı TSMK, H.S. 5 numarada kayıtlı bulunan 62x41 c. ebâdında Kur'ân-ı Kerîm en önemli eserleri arasındadır. 1981'de İtalya'da basılmış olan bu Mushaf, Yâkût tarzında tertip edimiş her sayfada ilk satırı muhakkak, beş satırı nesih, son satırı muhakkak hatla yazılmış, bütün sayfaları saray nakışhânesinde tezhip edilerek ciltlenmiş bir şâheserdir.
Ahmed Karahisârî'nin müze ve kütüphânelerimizde bilinen diğer bâzı eserleri: TİEM, 400 numarada Mushaf, 1443; Süleymâniye Ktp., 15; Ayasofya 19, 24 numaralarda kayıtlı en'âm-ı şerîfler; İÜK, 197, A.6714 numaralarda Kur'ân-ı Kerîm; TSMK, III Ahmed 3654, E.H., 2112; TİEM, 2466, 1438, 2499, 400, 2649 numaralarda kayıtlı murakka'larıdır. Süleymâniye Câmiî celî kubbe yazıları Ahmed Karahisârî tarafından yazılmış iken, XIX. asırda yapılan tâmir esnâsında, Abdülfettah (ö. 1314/1896) tarafından yeniden yazılmıştır.
Osmanlı diyârında bir nesil devam eden Karahisârî üslûbunun temsilcileri arasında öğrencisi Hasan Çelebi Hasan b. Ahmed (ö. 1003/1594), hocası kadar ünlü bir san'atkârdır. Süleymâniye ve Edirne Selimiye Câmileri taşa mahkûk kitâbe ve çini üzerindeki yazılar Hasan Çelebi'nin eseridir. Daha sonra Şeyh ekolünü benimsemiş, o tarz eserler vermiştir. Karahisârî'nin diğer talebeleri arasında Ferhad Paşa (ö. 982/1574), Büyük Çekmece Köprüsü'nün kitâbe yazılarını yazan Derviş Mehmed "Karahisârî Dervişi" (ö. 1001/1592), İbrâhim el-Hüsnü, el-Kâtip (ö. 967/1559) ve Muhyiddin Halîfe (ö. 983/1575) en meşhurlarıdır. Tophane'de Kılıç AliPaşa Câmii yazılarının hattatı Yusuf Demircikulu (ö. 1611/) Karahisârî'nini aklâm-ı sittede açtığı çığır, yerini Şeyh mektebine bırakırken, celî yazılardaki tesîri Mustafa Râkım'a kadar devam etmiştir.963/1556 yılında doksan yaşları civârında vefat eden Karahisârî Sütlücü'de İshak Cemâleddin Halvetî'nin yanına defnedilmiştir. (3)
Âlî, Menâkıb, s. 25.
E. hakkı Ayverdi, Fâtih Devri Hattatları, s. 24
Âlî, Menâkıb, s. 25; Müstakimzâde, Tuhfe, s. 94; Nefeszâde, Gülzar-ı Savâb, 59; Ali Alparslan, Ünlü Türk Hattatları, Ankara 1992, s. 49-64; Habib, Hat ve Hattatan, s. 84-85; Uğur Derman, Kânûnî Devrinde Yazı San'atımız, Kanûnî Armağanı, 1970'ten ayrıbasım, Ankara 1970; Habîbullah Fezâilî, Atlas-ı Hat, s. 339; Suyolcuzâde, Devha, s. 9-10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder