Senelerce evin avlusunda sokak üstünde bulunan yer odasına kapandı.Kimseyi yanına sokmazdı.Annesi kapının altındaki delikten yemek verirdi.Pencerelere gazete kağıtlarıyla kapatarak suikasten güya korunurdu.Çocukluğundan beri hallerinde bir gariplik zaten vardı.Yukarıda anlatılan olay,aklını bir taraftanda geçimini zorlaştırdı.Emiriye ve evkaf idaresine haber gönderip kütüphanedeki ücretini bir müddet verdirdimse de aylarca işinin başında olmadığı halde ücretinin ödenmesi mümkün olamayacağından bir müddet sonra kesildi.Durumları hızla bozuldu.Zavallı kadının kendisinden başka birde oğlunu beslemek için çekmediği çile kalmadı.Memleketin en iyi hekimlerinden Fahreddin Kerim beye rica ettim,elinden gelen iyiliği esirgemeyen o kıymetli üstad ile evine gittik.Odasının kapısını açtırmak için annesiyle beraber uğraşdık,açmadı.Deli sarhoştan korkar mecazi aklıma geldi,nara atarak kapıyı tekmelemeye başladım.Kapıyı açtı,üçümüzde içeri girdik.Şiddetle "bu ne hal,senin yaptığını deli yapmaz" dedim "ne yapayım Emiri,elindeki bıçakla gece gündüz evin etrafında dolaşıyor,yanında ikide polis var,beni öldürmek için fırsat kolluyorlar,belki bu zatı da o göndermiştir" dedi,ne söylediysek fayda etmezdi.Doktorlardan çekindiği için Fahreddin bey bir dairenin müdürüymüş gibi davranarak dairenin kapısına konmak üzere büyük bir levha yazdırıp çok para vereceğini,birlikte otomobille giderek levhanın konacağı yeri görmesini söyledi."ben dışarı çıkamam,Emiri,beni polislere tutturur.Siz ne yazdırmak istiyorsanız söyleyiniz,enini,boyunu da anlatınız,burada yazarım "diye dayattı.Kendi odasının dışında olan eve gidip bir müddetdir hasta olan annesinin öldüğünü görünce,sakin bir tavırla "şimdi ben geliyorum"diyerek odasına girmiş,kapıyı içeriden kilitleyip,keskin bir usturayla boğazını kesmiş.
Annesinin cenazesini kaldırmakla meşgul iken "sizden korkar,bağırınız çıksın dua etsin" dediler,bağırdım,çağırdım ses çıkmadı.Namaz vakti cenazeyi camiye götürdük.Akşam kabristandan dönünce tekrar seslenmişler ses çıkmayınca polise haber verilmiş,kapıyı kırıp içeri girdiklerinde faciayı görmüşler.
Herhangi bir geliri olmadığı içen annesi vefat edince aç kalacağını düşünerek canına kıydığı anlaşılıyor.Annesi H.1353 senesinde vefat ettiğinden intiharda o gün olmuştur.Cenazesi Merkez efendi kabristanında annesinin yanına defn olundu.Çok üzüldük.Babasıda meşk etmiştir.Musikiyi,musiki muallimi İsmail Hakkı beyin mektebine devam ile tahsil etti.
Bakkal Hasan efendiye yazdığı not dikkate şayan olduğundan yayınlandı.Şöyleydi;
"Nebahatlı nezahetli bakkalların şahı hazretlerinin huzuri şeref fezalarine
Eya bakkalların şahı idüb i'ta şu erzaki
Ne çayım var,ne yağ kaldı kerem eyle gözüm ani
Size versin Huda bari,Nizamüddini dua hani
Şeker,peynir,tereyağı ne var gönderseniz gahi
Ta'zimi ihtiramle ma'ruzı Nizam nameleridir ki
Tenezzühen İzmir'e güzar eden validem hazretleri bu günlerde geleceğinden o zaman ücretini i'ta etmek üzere ber vechi muktezi meşkulatı i'taya lütfü mürüvvet buyurmaları müsterhamdır
ferman.
2 şeker,2 nohud,2 patates ila azirihi
NİZAMÜDDİN"
SON HATTATLAR-İbn-ül Emin Mahmud Kemal
2016 senesinde değerli kolleksiyoner ve vefakar insan Av.Haluk ALPAYER beyefendi,bu meczub ve talihsiz hattatımıza ait bir eserin fotoğrafını gönderdi,benim gözlerim yaşardı çünkü Nizameddin efendi'yi ne zaman aklıma getirsem üzülürdüm,bu şekilde Haluk Bey sayesinde Nizameddin Efendi'nin ruhu şaad oldu.Allah razı olsun.Mustafa ÜZEL
Böyle bir zenginliği; araştırıp, düzenleyip paylaştığınız için kutluyor; başarılarınızın sürekli olması dileğimle saygılar sunuyorum...
YanıtlaSil