12 Aralık 2015 Cumartesi

Hattat Şanızade Ataullah efendi bin Elhac Sadık

 Daha çok hekim olarak bilinen Şanızade Tanzimat öncesi Osmanlı Toplumunun XIX. Yüzyılda yetiştirdiği en büyük aydınlardandır. Medine Kadısı El-hac Sadık Efendi’nin oğludur. Dedeleri tarak yapım ve ticaretiyle uğraştığından “Şanizade”  ünvanını almıştır.Kendisi vakanüvis (Osmanlı Devletinde günü gününe beliren olayları yazan günlük resmi tarihçi), hekim, Kadı (Yargıç ), yazar, şair, hattat, müderris (Öğretim Üyesi) ünvanlarına sahiptir. Sülüs ve Nesih yazıyı Hattat Mustafa Zühdü Efendi’den, talik yazıyı iseHattat Esat Yesarî Efendi’den öğrenerek icazet (diploma ) almıştır. Süleymaniye Külliyesi Tıp Medresesi’nden mezun olmuş; Mühendishane – i Barr – î Hûmayun’da geometri ve asarnomi öğrenimi görerek 1785 yılında Müderris olmuştur. Devrinin en büyük hekimi olduğu halde Hâlet Efendi’nin II. Mahmut üzerindeki etkisi yüzünden bir türlü Hekimbaşılığa getirilememiştir. Ancak Eyüp Kadısı ve Mekke Kadısı olmuştur.Arapça, Farsça, Latince, Fransızca, İtalyanca ve Almanca bilen Şanizade Mütercim Asım’ın ölümü üzerine vakanüvisliğe 1819 yılında getirildi. 1821 yılında bu görevden azl edildi. Latince olan tıp terimlerini Türkçeleştirme çabaları ve çağdaş tıp uygulamaları yüzünden Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendiyle ters düştü. Şanizade Ortaköy’de devrin bilgin ve aydınlarının toplandığı “Teessir – î Mevakip “tercümanı İsmail Ferruh Efendi’nin evinde toplanan özgür ve bağımsız “etvar-î laubaliye” isminde toplanan özgür ve bağımsız düşünen kişilerden oluşan bir bilim derneğine girmiş, Yeniçeri Ocağının ilgası ve oluşan Bektaşi alehtarlığı yüzündenTire’ye sürgün cezasına çarptırılmıştır .Tire Ulu Camisi avlusunda ilk Tire Hastanesini on yataklaŞanizade kurmuştur. Bu yüzden Tire Devlet Hastahanesi’ne uzun yıllar Şanizade Hastahanesi denmiştir.Yeniçeri Ocağının ortadan kaldırılmasından sonra Padişah olan II. Mahmut Şanizade’ye büyük haksızlık yaptığını anlar ve affedilmesi için bir “özel emir“ gönderir. Şanizadenin rakibi olan Mustafa Behçet Efendi ulağı satın alır ve ulak Tire’ye geldiğinde “itlâkınıza ” yani kurtuluşunuza ilgili ferman getirdim diyeceği yerde “ itlâfınıza “ yani idamınıza dair ferman getirdim der , konağında kahvesini içen Şanızade sedir üstünde kalp krizi geçirerek ölür . Öldüğünde henüz 55 yaşındaydı . 1914 yılına kadar Tire’deki tüm okullar Şanizade’nin mezarı başında yaptıkları bir piknikle olayı anarlardı .Tire Müzesi’nin Kurucu Müdürü Faik Tokluoğlu Şanizade’nin mezar taşını Tire Müzesine taşıtmıştır .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder