12 Aralık 2015 Cumartesi

Hattat Ömer Faik bin Kürekçi Ali efendi

(1855-1919) Osmanlı hattatı. İstanbul’da Ayasofya Camii civarında­ki Yerebatan mahallesinde doğdu. Ka­radeniz Ereğlisi’nden olan Kürekçi Ali Efendi’nin oğludur. İlk mektebe devam ettiği sırada Topçubaşı Bâlâ Süleyman Ağa Mektebi hocası Sumnulu Ömer Rüş-dü Efendi’den sülüs ve nesih yazılarını öğrenmeye başladı, 1871’de Bahri Efen­di’den İcazet aldı. Oğlu Muhiddin Hattat-oğlu’nun verdiği bilgiye göre Faik Efen-di’nin Bâiâ Camii’nde yapılan icazet me­rasimindeReîsülhattâtjn Kazasker Mus­tafa İzzet Efendi de hazır bulunmuş ve icazet kıtasının altına İcâze cümlesini biz­zat yazmıştır. Faik Efendi daha sonra talebesi olmak istediği Kazasker Mus­tafa İzzet Efendi’nin tavsiyesiyle onun öğrencisi Mehmed Şefik Bey’e devam et­miştir. Sekiz yıl Şefik Bey’den yazı meş-ketmiş, ondan sülüs nesih ve sülüs celî-sinin inceliklerini öğrenerek zamanının önde gelen hattatları arasına girmiştir. Faik Efendi resmî bir görev kabul etme­yip hayatını Cerrahpaşa’da Davutçeşmesi sokağındaki evinde kitap okuyarak, üstatlann yazılarını inceleyerek ve yazı yazarak geçirmiştir. Yalnız hocası Ömer Rüşdü Efendi’nin vefatı üzerine Süley­man Ağa Mektebi ile diğer bazı mektep­lerde geçici olarak hüsn-i hat hocalığı yapmıştır. 20 Cemâziyelâhir 1337’de vefat eden Faik Efendi’nin kabri Silivrikapı dışında, Seyyidnizam caddesinde Bâlâ Kabristanfnda set üzerin­dedir.Hat sanatı yanında mürekkep yap­ma, kâğıt aharlama ve murakka’ hazır­lama işinde de usta olan Faik Efendi, tezhip sanatını Beyazıt’ta kâğıtçılar ve mücellitler kâhyası Hacı Ahmed Efen­di’den öğrenmiştir. Sesi güzel olan Faik Efendi mûsikiye de aşina bir sanatkâr­dı. Ancak onun asıl kıymet ve şöhreti hat sanatının sülüs, nesih ve celî saha-sındadır. Halen Topçubaşı Bâlâ Süley­man Ağa Külliyesi’ndeki Şefik Efendi yo­lunda mevcut celî-sülüs yazıları. Faik Efendi’nin yazı sanatındaki seviyesini gösteren ve günümüze ulaşan güzel ör­neklerdendir.Bâlâ Külliyesi içinde yer alan türbenin iki cephesini kaplayan ve ahşap saçakla pencere kemerleri arasında bulunan. 16 m. uzunluğunda ve 40 cm. eninde, mer­mer üzerine hakkedilmiş celî-sülüs hat­la Âyetü’l-kürsî ile Fecr sûresinin 24-30. âyetleri Faik Efendi’nin hattıyladır. Tür­be cephesine ihtişam veren bu kitabenin ketebesinde “Faik min telâmîz-i Meh­med Şefik 1312″ ibaresi vardır. Bâlâ Çeşmesi’nin sağında ve solunda celîsülüs İle 35 X 115 cm. ebadında mermere hak­kedilmiş, Enbiyâ sûresinin 30. âyetiyle İnşân sûresinin 21. âyetini ihtiva eden 1309 (1892) tarihli hatlar da Faik Efen-di’nindir. Bugün ilkokul olarak kullanılan tekkenin duvarındaki çeşme aynasının 1313 (1895) tarihli beyzî gömme mer­mer kitâbesiyle tekkenin kapısı üstün­deki celî kitabe de Faik Efendi’nin hat­tıyladır. Bu kitabe, Topkapı Sarayı ikinci avlusunun kubbe altı tarafında teşhir edilmektedir.Faik Efendi’nin Bâlâ Külliyesi’ndeki bu eserlerinden başka İbnülemin Mahmud Kemal’in Son Hattatlar adlı kitabında neşrettiği biri 1314 (1896) tarih­li celî-sülüs müsennâ, diğeri celî-sülüs ve nesih iki levhası ile Edirnekapı Atik Ali Paşa Camii’nde “ve yuf ımûne’t-taâ-me a!â hubbihî levhası da bilinen güzel eserleri arasında zikre­dilebilir. Ayrıca büyük boy bir Kur’ân-ı Kerîm’i Âl-i İmrân sûresine kadar yaz­mış, bunun yanında en’âm-ı şerifler, dua mecmuası ve levhalar da hazırlamıştır. Faik Efendi’nin Mehmed Şefik Bey’den aldığı meşkler ve muhtelif yazılarla, iğ­nelenmiş pek çok yazı kalıbı ve icazetna­mesi oğlu Muhiddin Hattatoğlu tarafından Topkapı Sarayı Müzesi’ne hediye edilmiştir.Yetiştirdiği hattatlar arasında Hafız Mahmud Efendi, Emirgân imam ve ha­tibi Hafız Sâdık Efendi, Hacı Vâsıf Efen­di ve Bâlâ Dergâhı’nın son şeyhi Fahred-din Efendi sayılabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder