
Hattatlar Ansiklopedisine hoş geldiniz/Welcome to Encyclopedia of Islamic Calligraphers. Aklam-ı sitte'ye gönül verip aşkını anlatmaya çalışan tüm hattatlarımıza teşekkür ederiz.Amacımız bilinen olduğu kadar tarihte kaybolup gitmiş olan kayıtlarda bulunmayan kalem aşıklarını araştırmak ve onları günyüzüne çıkarmaktı,Sayfayı ziyaret edenlerden ricam yanlışlarım için beni bağışlasın ve uyarsın.MUSTAFA ÜZEL ARAMA BÖLÜMÜ SOL ÜST KÖŞEDEDİR
12 Aralık 2015 Cumartesi
Hattat İsmail Hakkı Bursevi bin Mustafa bin Bayram Çavuş bin Hudabende
17. yüz yıl Osmanlı toplumunun önemli simalarından İsmail Hakkı Bursevî hazretleri ömrünü ilim öğrenmek ve öğretmek; insanları irşad etmek ve eser yazmakla geçirmiştir. O ilmiyle, şairliğiyle, hattatlığıyla çok yönlü bir zattır.Zirve yıllarının ardından Osmanlı Devleti siyasi ve askeri bakımdan yavaş yavaş duraklama ve gerileme devrine girse de, son yılına kadar ilmî ve kültürel hayat bütün canlılığı ile devam etmiştir. Osmanlı tarihinde öne çıkan alim, mutasavvıf ve önemli devlet adamlarının birçoğu duraklama ve gerileme dönemlerde yetişmiştir. 17. yüzyılın ikinci yarısında doğan İsmail Hakkı Bursevî de bu simalardan biridir.İsmail Hakkı Bursevî hazretleri, 1653 yılında günümüzde Bulgaristan sınırları içinde kalan Aydos’ta doğmuştur. Babası Mustafa Efendi’dir, İstanbul’da ikamet etmekte iken çıkan büyük bir yangında evleri ve bütün mülkleri yanar. Bunun üzerine Aydos’a taşınırlar. O, bu yangından bir yıl sonra doğmuştur.İstanbul’da tasavvufî çevrelerle irtibatı bulunan Mustafa Efendi, Aydos’a taşınınca da Celvetî tarikatından Şeyh Seyyid Osman Fazlı Efendi hazretlerine intisap eder. Oğlu İsmail Hakkı’yı da üç yaşından itibaren sürekli olarak şeyhinin ziyaretine götürür.İsmail Hakkı, yedi yaşında annesini kaybeder ve ona büyük annesi bakmaya başlar. Osman Fazlı Efendi hazretlerinin halifesi Ahmed Efendi’den Arapça dersleri alır. Aydos’a şeyhi Osman Fazlı Efendi’yi ziyarete gelen bir diğer halife Abdülbaki Efendi ile Edirne’ye gider ve burada dinî ilimlerin yanında hüsnü hat öğrenir. Yine bir diğer halifeden de fıkıh ve kelam ilimlerine devam eder. Tahsilini tamamlayınca Abdülbaki Efendi, artık İstanbul’da ikamet etmekte olan Osmanlı Fazlı Efendi’nin yanına gönderir. İsmail Hakkı hazretleri esas olarak şeyhine burada intisap etmiştir.Şeyhi ona:– Sen bizim üç yaşından beri halis müridimizsin, diye iltifat eder.İsmail Hakkı hazretleri burada da ilim tahsiline devam eder. Şeyhinden kelam ve feraiz (miras) ilimlerini okur. Mehmed Efendi’den tecvid ve bazı hocalardan Farsça öğrenir. Hattat Hafız Osman’dan hüsnü hat meşk eder. Daha sonra üç yıllık bir halvete girer ve ardından dervişlere hizmetle görevlendirilir. Bir süre sonra da şeyhi kendi yerine vaaz etmesini söyler.Osman Fazlı Efendi k.s., 1675 yılında İsmail Hakkı hazretlerine hilafet verir ve Üsküp’e gönderir. Beraberindeki üç dervişle birlikte Üsküp’e giden İsmail Hakkı hazretleri, muhtelif camilerde vaaz etmeye başlar. Harap bir tekke onarılarak kendisine tahsis edilir. Bir süre burada kaldıktan sonra yeni bir dergâhta irşad faaliyetlerine devam eder. Burada, 1676 yılında Şeyh Mustafa Uşşakî’nin kızı ile evlenir.Genç yaşına rağmen ilmî seviyesi ve tevazusu ile halkın teveccühünü kazanır. Vaaz ettiği camiler tıklım tıklım dolar. Bu vaazlarında dine aykırı davranışlarını gördüğü Üsküp müftüsünü ve şehrin bazı ileri gelenlerini eleştirir. Tepkilere rağmen geri adım atmaz ve eleştirmeye devam eder. Bunun üzerine mahkemeye verilir. İsmail Hakkı Efendi ve davalılar Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ve diğer devlet erkânı ile görüşmek için İstanbul’a gelirler. İstanbul’da Osman Fazlı Efendi tarafından barıştırılırlar. Altı yıl süren bu çekişme ortadan kalkar gibi de olsa, muhalifleri İsmail Hakkı Efendi’yi sürdürmek için tekrar faaliyete başlayınca, şeyhi Köprülü’ye gitmesini tavsiye eder ve on altı ay burada kalır. Ardından Usturumca halkının talebi üzerine buraya gider.H.1137 yılında vefat etti.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder